Belgesel Severler Buraya: Motivasyonunuzu Arşa Çıkaracak Netflix Belgeselleri

Bizler hiç kullanılmayan konuk odalarının daima toz alınan vitrinlerinin yanında büyümüş çocuklarız. Minimalistlik falan bunlar bizim çocukluğumuza biraz ters! Lakin olağan ki bugününüzü değiştirmek istiyorsanız tam size nazaran bir belgesel. Belgesel, başlarda uygun kazanan ve daima doyumsuz bir formda harcama yapan ve bir noktadan sonra bu durumun aslında kendilerini tatmin etmediğini keşfedip minimalist yaşama yönelen iki adamın hayat kıssalarını anlatıyor. Neyse ki bizler de son vakitlerde her marketten çıkışımızda minimalizmi benimseme kararı veren büyük istekli insanlarız!

Önden söyleyelim Tonny Robbins’in şahsî gelişim seminerleri dünyanın en ünlü ve iddia edebileceğiniz üzere en kıymetli seminerlerinden biri. Abartmak üzere olmasın lakin kişi başı bilet fiyatının 5 bin dolar olduğunu söyleyenler var. TL’ye çevirerek düşünmeyin, başınız dönebilir Allah korusun! Doğal Tonny Robbins’in öykülerini anlattığı şahıslar yani danışanları da kraliyet ailelerinden milletvekillerine, CEO’lardan, ünlü atletlere kadar dünyanın çok konuştuğu beşerler. Hâl bu türlü olunca onun şovlarına yer bulmak dünyada imkânsızlaşıyor. Neyse ki bu şovlardan biri belgesel hâline getirilmiş de izleme talihi elde ediyoruz. Hem ne var ki canım gösterisine gidemiyorsak biz de Kırmızı Oda’yı baştan sona izlemiş insanlarız.

Farklı ülkelerde ve farklı kültürlerde doğmuş bebeklerin büyüme evrelerini anlatan içinizi ısıtacak kusursuz bir belgesel. Sahiden doğduğumuz mesken, aile yapımız ve kültürlerimiz bizleri nasıl tesirler doğumdan itibaren şahit oluyorsunuz bu belgeselde. Bu ortada belgeseldeki bebeklere de bayılacaksınız. Yalnızca onları izlemek bile hayat gücünüzü bir anda full’leyebilir. Gülümsemeye ve düşünmeye hazır olun!

Hani benim gençliğim nerede diyebileceğiniz bir belgesel. Hepimizin çocukluğunu süsleyen, kuklaların o mükemmel dünyasını konutlarımıza getiren Susam Sokağı’nın yaratıcısı Kevin Clash’ın hayat öyküsünü anlatan bu belgeselde gözleriniz dolabilir, bizden söylemesi! Yoksul bir mahallede doğup büyüyen ancak hayat gücünü hiç kaybetmeyen, yaşadıklarından hareketle de hepimizin hayran olduğu Elmo’yu yaratan bu koca yürekli adamın size anlatacak çok şeyi var. Sahi sevmeyen var mıydı o devirde bu gösterisi? Yok artık, hepimiz Elmo’yuz…

Biraz gerilmeye ne dersiniz? Adrenalinizi artırıp motivasyonunuza doping yapmaya hazırlanın. Kaygıdan motive mi olur demeyin. Belgesel bittiğinde izlediklerinize inanamayacağınız için kendinizi bayağı bir güzel hissedeceksiniz. Bir seri katil olan Ted Bundy’nin geçmişine dair her şeyi bu belgeselde bulabiliyorsunuz. İdam koğuşunun ses kayıtları dâhil!

Bu belgeseli izlediğinizde tam manasıyla içinizin yağları eriyecek! Facebook’un şahsî data kullanımı sebebi ile yargılanmasını ve süreçlerini anlatan belgeseli izlediğinizde telefonunuza şöyle bir bakış atacağınıza eminiz. Hayat sen nelere kadirsin, ne çektin be Zuckerberg? O değil de izlediğinizde bir tartışalım, anlatılanlar gerçek olabilirse bittik demektir arkadaşlar!

Dünyanın dört bir yanındaki köpekler ve onların sahipleriyle olan kıssalarını dinlemeye hazır mısınız? Şayet köpekleri seviyorsanız tam size nazaran bir belgesel. Farklı kültürlerin köpek eğitimleri, onlara davranışları ve unutulmaz dostlukları ruhunuza çok güzel gelecek.

Star Wars, He-Man, Barbie ve daha birçok ikonik oyuncağın tarihini merak ettiniz mi? O denli evcilik kurup oynamakla olmuyor bu işler, ardında ne emekler, ne işler var! İşte tam olarak o emekleri ve süreçleri bize anlatan, dünyayı tesiri altına alan bu oyuncakların yaratıcılarını ve onların öykülerini anlatan mükemmel bir belgesel.

80’ler, 90’lar futboluna ilgi duyanlar toplansın. Unutulmaz Barcelona – Atletico Madrid maçları, 1986 ve 1990 FIFA Dünya Kupası, Ronaldo’nun efsane dönemi hülasa futbol ile ilgili efsane olarak aklınıza gelebilecek her ne varsa art planını izliyorsunuz bu belgeselde. Futbolseverler çoktan izlemiş olabilir, izlemeyenler varsa da kusursuz bir şölene hazır olsunlar. Bu belgeseli izleyince Robson neden İngiltere’nin 3 büyük grubunu hiç yönetmemiş diye aklınızda meczup sorular dolanacak bizden söylemesi.

Para parayı çeker lafının gerçek hâlini bu belgeselde izliyoruz. İnanamayacağınız büyüklükteki şirketlerin parayı işletmek ismine yaptıkları finansal oyunları izlemeye hazır mısınız? Lakin şahsî hesaplarınız için bu sistemleri denemeye falan kalkmayın, eldekinden de olursunuz maazallah. Alışılmış bir işveren kolay olunmuyor. Dikkat, izlediğinizde kendinizi kusursuz hissedeceksiniz ancak işvereninize bakış açınız biraz değişebilir.

Rahibe Catherine Cesnik cinayetinin perde gerisini anlatan bu belgesel hem rahibe hayatına dair ilgi çeken tarafları hem cinayetin perde ardını sizlerle paylaşıyor. Kısa bir spoiler vermek gerekirse bahis cinsel tacize bağlandığı için epeyce trajik bir olay örgüsü de var. Sonunda katilin bulunuyor olması kendinizi biraz olsun âlâ hissetmenize sebep olacak.

Kölelik bölümünden bu yana ırkçılık nasıl başladı gözler önüne seren bu belgesel, hayatı sorgulamanıza sebep olacak. Afrika kökenli akademisyenlerden tutun da aktivist ve siyasetçilere kadar bir zümrenin nasıl zorla suça yönlendirildiğini anlatan şahane bir üretim. ABD’deki hapishane patlamasını husus alsa da insan hakları konusunda sizi önemli manada doyuracak bir belgesel izlemeye hazır olun.

Yeniden en güzel belgeseller ortasında gösterilen The Arka of Design, tıpkı vakitte Emmy adayı bir belgesel. Tasarım sanatının derinliklerine inip bilgisayar çizimlerinin ardındaki görünmez kahramanları bize gösteren bu belgeseli ‘Lütfen logoyu bir tık büyütelim’ diyen marka yöneticileri bir izlesin. Ne emekler, ne kreatifler yok oluyor bu yolda yapmayın etmeyin! Latife bir yana mükemmel dizaynların sahipleri ve çalışma hallerine göz atmak isterseniz kaçırılmaması gereken bir belgesel.

Yemek tutkunları toplansın! Bu belgesel, restoranda önünüze geldiğinde huzursuz olduğunuz, kabarık hesabın habercisi o tabakların öyküsünü anlatıyor. Her kısımda farklı ülkelerin mutfaklarına yöneliyor, birbirinden farklı şeflerin lezzetli tabaklarına konuk oluyorsunuz. Bu belgeseli aç karnına izlememeye bilhassa dikkat edin. Bizden söylemesi!

Tüm vakitlerin en uygun belgeselleri ortasında sayılan Making a Murderer, işlememiş olabilecekleri hatalardan ötürü yıllarca mahpus yatan insanların öyküsünü anlatıyor. Trajik lakin netleşmemiş cinayetleri bahis olarak alan bu belgesel elbette yayınlandığı günden beri tenkitlerin de odağında. Anlattığı öykülerden birinde 1985 yılında cinsel bir cürümden mahpus yatan Penny Beerntsen’ın, 2003 yılında bulunan yeni parmak izleri ile özgür bırakılıyor. 18 yıl kazara mahpus yatmak mı? Korkunç!